Şirketleri bir vücuda benzeterek açıklamaya çalışmak, kullanılan bir yöntem. Bu şekilde bir kullanımı anlatımı güçlendirdiği için, faydalı buluyorum. Bu anlatım üzerinden hareket edersek, şirketin en hayati organı üzerinde durmakta fayda var. Bu organ da finanstır. Vücutla ilişkilendirerek anlatırsak; şirketler için finans, kalp gibidir. Finans durursa; şirket ölür, iflas eder. Diğer organlarda sıkıntı olsa da, işleyiş devam ederken, finansta yaşanan sıkıntı, şirketin sonunu getirmeye yeter. Bazı şirketler finans problemlerini kredi , borç para gibi yöntemlerle çözmeye çalışırlar. Bunu da yapay kalp, kalp pili gibi düşünebiliriz. Yeterince sağlıklı çözümler değildir. Peki şirketin kalbi neden finanstır? Bu konuda ...
Finans kuramı, esas itibariyle gelecekteki alternatif para girişlerinin değerlendirilmesi ile ilgilidir. Geleceğin belirsizliği, bu konuda hata olasılıklarını artırır. İyi bir finansal planlama yapılmaması, firmaların başarısızlık nedenleri arasında önemli yer tutmaktadır. Firmanın yükümlülüklerini yerine getirmek için gerekli fonları zamanında sağlayıcı önlemlerin alınmaması; 1. Firmanın olanaklarının çok üstünde bir büyüme tutkusu içinde bulunması, 2. Aşırı borçlanma sonucu sabit yükümlülüklerin firmanın bu yükleri taşıma gücünün üstüne yükselmesi, 3. Kaynakların süresi ile bu kaynakların yatırıldığı varlıkların firmada kullanılış süresi arasında bir bağ sağlanamaması, ...
20 Maddede Parayla Aranızı Düzeltin, Biriktirmeye Başlayın Tasarruf uzmanı yazar Özlem Denizmen kaleme aldığı kitap parayla sorunu olanlar için bir başucu kaynağı olmaya aday. 'Bolluk ve Bereket için Yer Aç' adıyla çıkan kitap vatandaşın en büyük sorununa çözüm önerileri sunuyor. Denizmen'in kitabından tavsiyeler derledik. İŞTE PARA BİRİKTİRME TAVSİYELERİ 1- 'Yedi ilişki kovası'nı doldurursanız açgözlü olmazsınız. Nedir bu kovalar? a. Kendinizle olan ilişkiniz.b. Sizi büyüten aile bireyleriyle ilişkiniz.c. Çocuklarınızla ilişkinizd. Dostlarınızla ilişkiniz.e. Sevdiğiniz kişiyle ilişkiniz.f. İş ilişkileriniz.g. Dünyayla olan ...
Ülkemizde bir çok işletmemizin kötü yönetim çerçevesinde yaptığı uygulamaların sonucunda geldiği noktayı “ekonomik krizin etkisi ya da sonucu” olarak yorumladığına bir çok kez şahit olmuşumdur. Patronun yaptığı pervasız yatırımlar ile telef olan yönetici ve çalışanlar işten çıkarılırken ekonomik kriz gerekçe gösterilmekte, adeta hayatlarıyla dalga geçilmektedir. İşletmelerin kendi yönetim ve etki alanı içerisinde yapması gerekeni yapmayıp, hep olan biteni dış etkenlerin etkisi olarak yansıtması sanki toplum olarak kişisel davranış kalıbımız olagelmiştir. Kişisel olarak da hep yapamadıklarımızı (beceremediklerimizi, tembelliklerimizi) dış etkenlere bağlayan bir toplum değil miyiz? İşte bu toplumun ...
Halil Güdücü hakkında bilgiler , geçmiş gelecek vs. şeyler.
© 2015 . Tüm Hakları Saklıdır | Tasarım HG