Ülkemizde bir çok işletmemizin kötü yönetim çerçevesinde yaptığı uygulamaların sonucunda geldiği noktayı “ekonomik krizin etkisi ya da sonucu” olarak yorumladığına bir çok kez şahit olmuşumdur. Patronun yaptığı pervasız yatırımlar ile telef olan yönetici ve çalışanlar işten çıkarılırken ekonomik kriz gerekçe gösterilmekte, adeta hayatlarıyla dalga geçilmektedir.
İşletmelerin kendi yönetim ve etki alanı içerisinde yapması gerekeni yapmayıp, hep olan biteni dış etkenlerin etkisi olarak yansıtması sanki toplum olarak kişisel davranış kalıbımız olagelmiştir. Kişisel olarak da hep yapamadıklarımızı (beceremediklerimizi, tembelliklerimizi) dış etkenlere bağlayan bir toplum değil miyiz? İşte bu toplumun işletmeleri de benzer bir kültüre sahip oluyor.
Bir firma elbette ekonomik daralmanın etkisiyle, ithalat dengesizliği ya da devalüasyon gibi çok bariz dış etkenlerden etkilenerek batma diye tabir edilen borç çevriminde zorlanma ve faaliyetlerini yürütememe, işçiye maaşını ödeyememe gibi durumlara düşebilir. Ancak piyasada, basiretli bir tâcir gibi hareket etmeyip, hani deyim yerindeyse lambur lumbur iş yapan firmaların en ufak bir dalgalanmada “batmaya yaklaşması” kendinden kaynaklanan bir sorun değil midir? Onu etkileyen şey öncelikle kriz midir? Binayı zaten sağlam yapmamış bir müteahhitin, yaptığı yapının üç büyüklüğündeki depreme dayanamaması, gelinen bilgi ve teknoloji düzeyindedepremin suçu mudur?
Deprem terminolojisi ekonominin anlatımında da kolaylıkla kullanılabiliyor. Bu ülkede 8 büyüklüğüne yakın depremler oluyor ise binamızı en az 9 şiddetindeki depreme dayanıklı yapmalıyız. Devletin bunu denetleyebilmesi ve milletin de vicdanen bunun arkasında durması gerekiyor. Aynı şekilde ekonomik yapılarımızın, firmalarımızın ve organizasyonların da büyük depremlere dayanıklı halde kurulması ve işletilmesi gerekmektedir. Yoksa küçük depremlerde dahi “oturulamaz derecede hasarlı” raporu alınıyorsa burada müsamahamızın olmaması gerekiyor. Ne olacak o binanın içindeki yavrular? Sokakta mı yatacak? Aynı şekilde, ne olacak “O” kendi basiretsizliğinden kaynaklı batan firmada çalışanların çocukları? Onlar da sokakta yatmaya başlamaz mı?
Alıntıdır...
Halil Güdücü hakkında bilgiler , geçmiş gelecek vs. şeyler.
© 2015 . Tüm Hakları Saklıdır | Tasarım HG
Yorumlar